25 Aralık 2009 Cuma

3. dönem

işte bundan sonra ne oldu hatırlamıyorum.
hatırladığım bi kaç şey:
üniversiteli gençlermişiz gibi davranmaya başladık, beceremedik, birbirimizi kaybettik, kaybettim. z y'yi götürdü (bknz. tam sayılarda içler dışlar çarpımı.)
sonra aşk yalnız kalmak istedi, herkes odayı boşalttı. çıktık.
dünyanın en önemli ve boş işi aşk öyle yer kaplıyordu ki hayatta, arkadaşlıklar çil çil dağılıyordu.
bir sabah bir mektup beni uyandırdı.
beyinde şaklayan mektup:"bana seni soranlara verecek cevap bulamıyorum çünkü senden haberim yok, artık seni bilmiyorum." diye bağırıyodu.
uyandım, saati o ana kurulmuş çalar saatim. ne daha erken ne de daha geç; o an orda...

hatırladığım bir kaç birşey daha:

geçmiş silindi.
sevgi merkezinde atom bombası patladı.
uzun bir süre toprak verimsiz, bitkisiz, yaşamsız, aşksız, "o"nsuz olacak
z ile uzun bir yol başlıyor zigzaglı

diyalogger = X&Y

Y. December 20 at 4:09pm
hi sinyorita come stai how are you? italyancam idare ederde ingilizcem iidr:p "add as friend demeden once msj atıyım dedim nasıl fikir ama:P bu arada resimde fotojenik çıkmıs:)) arrivadercia madam:P

X. December 20 at 9:31pm
sana bi kaç sorum olacak.1. şoföre, garsona usta der misin?2. snooker nedir bilir misin?3. yolda gördüğün eski bir arkadaşını (örn: ilkokul arkadaşını) tanımamazlıktan gelir misin?

Y. December 21 at 5:35pm
1. soföre garsona usta demem, ama arasıra sofore kaptan dediğim gunler oldu2.snooker bilardo oyunu gecen gafta sampiyonsını izleyerek ogrendm3. eskiden yapardım simdi yapmıyorum benimde sana sorum 1.mimar mısın?

X. December 22 at 9:35pm
mimalık okumadım eğer sorduğun buysa ama inşa ettiğim şeyler olmadı değil.

Y. December 22 at 11:30pm
hımm bende inşaatcı sayılırımm ne gibi şeyle inşaa ettnzz:)))mimar mısın die tarzından dolayı sormustumm:)

X. December 25 at 11:14pm
tarzım mimara mi benziyo hiç bişi anlamam benim hatam mi?

Y. December 25 at 11:16pm
ne okuyo musun?

Y. December 25 at 11:23pm
enteresan bi soru cumlesi olmus:p madem mimar deilsin ne okuyosun? deil onlarınhatası:p

X. December 25 at 11:30pm
ben zamanında çok okudum artık bıraktım şimdi öğretiyorum bil bakalım bu nedir:P

Y. December 25 at 11:31pm
cok zor ama dur birazz:p buldumm öğretmen ama ne öğretirsn öğretmen hanım:))

X. December 25 at 11:33pm
senin hiç rehberlikçin oldu mu benim hiç olmamıştı

Y. December 25 at 11:36pm
olmustu, onun sayesnde odtu petrole girecektm nerdeyse:p

X. December 25 at 11:40pm
oha bayaa inekmişsin inektin inek ineksin ineyim ineyiz inekler :P devletimin bi ilkokulunda

Y. December 25 at 11:42pm
yok inek deilm hiçbir zaman olmadımm:p ama ilkoulda belki olabrlm:p be o devletin okulu hangi iln sınırlarında:p

X. December 25 at 11:43pm
ist'in devlet memuru (klasik sıkmasyon inek değilim ben inek değilim hiç çalışmadan oldu bi de çalışsam neler olurdu?)

Y. December 25 at 11:45pm
sıkmıyorum ya inek olsam ortalamam ii olurdu ve yurt dısında burslu yuksek lisans yapardım ama olmadı, itü de yapyrumm:p ee gunumz ergenlern sorunu neymiş bakalımm:p

X. December 25 at 11:52pm
nasıl bir hava atmadır ya bu kaybol gözüm görmesin ühühü"notlar iyi olsa yurt dışında burslu y.lisan yapardım düşük ist'da burslu y.lisana yapıyorum" alla alla delirdim haa günümüz ergen sorunları klasik işte sen ben ne yaşadıysak o "off çok sıkılıyorum" , "ona aşığım buna bulaşığım", "beni kimse anlamıyo", hoca bana taktı" ...

Y. December 25 at 11:56pm
evet ya baya bi hava atmısım:P pardonnn:)))sıkılmıyo musun dinlemekten:p zaman her seyin ilacı de gonderr:pama rahattır herhaldee bi de istanbulda calıyosunn sark gorevi felan vermemişlerr hayrett:P

X. December 25 at 2:03pm
hayret tabi şaşı bak şaşır çok severim bi de çiçekdürbününü senin karşına hiç intahar etmek istiyorm hocam ne yapsam daha acısız olur diyen 13 yaşında bi çocuk geldi mi ölee göndermekle olmuyo bi de ben yoruldum yatanzii tom gibi göz kapaklarıma kürdan sıkıştırıcam yoksa :D çok komiti yaa ama büyüdüğümü tom'a gülmediğimi farkedince anladım ne acı

8 Aralık 2009 Salı

devam ediyor...

2003 yazı yaz aşkının önlenemez yükselişi ile geçmeliydi. ihtiyaç dahilinde olan duygular ve merak unsurları giderilmeliydi. giderildi mi? giderilmedi! arkadaş kavramının güçlendiği ancak erkek ve kız kavramınında kendini iyiden iyiye hissettirdiği yaşlar her zaman zordu kolay olan ise sahiplenmek, bırakabilmek, karar vermek, vaz geçmek, . Ama ya vazgeçemeyenler ve vaz geçilemeyenler ne olacaktı?

2003 yazı ve sonbaharı bitti. artık kar yağıyor. kat sayısı fazla olan y'ye dönüş vakti geldi. kar yağıyor, seviyor ama sevilmiyor x. (y>x>z)
x'i y ile çarparsak sevda formülünde z'yi işlemden çıkarmak zorundayız.
o halde x.y ise z= negatif
z ile x.y bir araya geldiğinde işlemin sonucu (-) negatif çıkmaktadır.

böyle bir afette kurtarılacak en önemli şeyler: gurur, öfke, kin, ...
afeti gören z, tüm sana kattıklarını aldığı gibi toza dumana karışarak ortalıktan kaybolur.
x onun için "ex" olmuştur.

peki ya x gelişim evresindeki anlamlandıramadığı terk etme ve aldatma kavramlarıyla nasıl baş eder? ya aldattığının ya da terk ettiğinin farkında olamayacak kadar çocukça bir eğlencenin içindeyse ne olur? dağılan arkadaşk oyununda kim yapar bu puzzle'ı artık? z tüm diğer arkadaşlarını nasıl bu kadar iyi örgütleyebilir ve bu işlemin x'i yalnız bırakarak sonuçlandırılacağını savunur.

"arkadaşlarım benim; arkadaşlarımı alır giderim" der ve ekler "seni bu halde görmek istedim, yalnız! ve gördüm."

artık 3. dönem başlamıştır.

6 Aralık 2009 Pazar

iki bilinmeyenli birinci dereceden aşk

ilişki ağı denen şey ne zordur arkadaş
lise dönemi arkadaşlıklara aşk, ihanet, ayrılık... karıştığında eskisi gibi toparlanamıyorsun.

x=esas kız (16)
y= sadece erkek (17)ise,
z=?
20 aralık 2002 cuma günü okullar kar tatilinde. yüzüklerin efendisi 2'nin ilk gösterim günü... gidilecek, gidildi mi? gidildi. tranvay durağında ortaokuldan beri kız arkadaşı olan insan ile beklenirken başka bir eski erkek ortaokul arkadaşıyla karşılaşılır. (ancak an itibariyle lise yıllarındayızdır.) sistematik modern insan selamlaşmasından öteye gidilemez zira tranvay gelmiştir. erkek arkadaşın yanında liseli yeni çocuk belirir. işte ne olduysa o anda olur. hayatın hızlı bir manevrayla değiştiğini kestirebilmemize ise imkan yoktur. film izlenip akşam eve dönüldüğünde aynı 4'lü tablo tekrar ortaya çıkar. kızlar ve erkekler bu sefer o kadar kolay kurtulamayacaklardır. kar altında yürüyüş halinde yapılan konuşma, havanın hafif karanlığında büyüsünü gitgide arttırmaktadır. zaten temelleri atılmış gizli bir aşk varken ortada hiç yoktan bir tane daha peydah olmaya başlamıştır. bugünün kahramanları artık kaderin 404'ü ile birbirlerine yapıştırılmıştır.
liseli x'in içinde bulunduğu durum, lise çağlarında 2 kız 2 erkek 4'lü muhabbetlerin ehemniyetini kavramayacak kadar karışıktır. klasik lise aşkı batağına saplanmış olması bu durumu açıklamaktadır. 2003 kışı klasik lise hayatının aşk, platonik, kötüye giden ders, güzellik, bana bakmazki o gibi klişe kavramları ile bitmiştir. y ile ilgili hemen herşey ilgi alanına girdiği için seni kendi alanında sıkıştırmaya başlar. her hangi bir kurtuluş yolu ararsın ve her şeye başvurabilirsin. mesela bir "z"!
2003 yazı tamamen farklı bir seyirde devam edecektir. eğlenceli arkadaşlıklar, aşka dönüşen kötü arkadaşlıklar ya da aşka dönüşemeyen iyi arkadaşlıklar, sohbetler, beğeniler, zevkler, aşk! mı acabalar, meraklar, ...

devam edecek...

26 Kasım 2009 Perşembe

MakinaM

çamaşır makinasını boşalttıktan sonra kalan parça var mı diye bi güzel çeviriyoruz ya sonra birden bir çorap yukardan aşağıya düşüyor ya ben o an acayip mutlu oluyorum. sanki bir FBI ajanıyım ve kırmızı bültenle aranan bir mr.'ı yakalıyorum. onu bulduktan sonra bir daha bir daha çeviriyorum "döner kısmı" (adı ne onun ya?) ama olmuyor artık işlemin sonuna geliyorum. kapağı hüzünlü bir trak melodisiyle kapatıyorum. bazen de çamaşır makinası ve benim aramda geçen esra rengiz olaylara tanık oluyorum. yıllardır eşli giydiğim çorap yıkanma sonrası tek kalıyor mesela. deliriyorum ben. kafamı o zımbırtının içe sokmuşluğum var şaka yapmıyorum. çoraplar birlikte girdikleri kazan?dan nasıl olur da tek çıkabilirler. herkeslerden şüphelenir oldum. çorapların hepsi tek takılıyor. makinayı sökesim var ama olayların çığırından çıkabilecek olması beni endişelendiriyor.



koyu renklilerde bi tuhaflık mı var?

22 Kasım 2009 Pazar

evde eşyaların yerini değiştirmek arkeolojik kazı yapmak gibi bişi.
eşyaların duvarla birleştirildikleri yerde fosilleşmiş selobantlar, ev oluşumun 2A döneminden kalma tokalar, tedavülden kalkmış paralar...
paralar ve fişler yazılı buluntu olarak değer görürler ve döneminin tarihinden bilgiler verirler.
evdeki eşyaların yer değiştirme süreci kırılma ve kıvrılma hareketlerini de içinde barındırır.
dağ gibi vitrinler hareket ederken yer yerinden oynar.
yeşil plato halının katmanları dalgalanır.
evrim süreçlerinden neolitik çağ -ki bu çağ insan ömründeki oyun çağına rast gelir- insan için en dağınık ve en oyuncu dönemdir.
işte evin dört bir tarafına dağılan neolitik çağ kalıntısı oyuncak parçalarını bulmak da biz ev ahalisi için muazzam anlardan biridir.
buluntular bir daha incelenmek üzere buluntu kaplarına alınır.
gerekli ölçümler yapılır.
gerekli teorik açıklamadan sonra evin yeni oluşumu ortaya çıkar.
artık yeni bir dönem başlamıştır...

10 Kasım 2009 Salı

aa blog!

blog?
benim bir blog'um var.
amcamlarda blog gördüm...
babam kardeşime blog almış!

blog, blog, blog...
daha çok bir yansıma sözcüğü gibi

Bu Blogda Ara

İzleyiciler